İspanyollar beklentileri karşıladı.
İspanya’nın
tüm yaş gruplarındaki pasa dayalı oyunu ve topu çok zor kaybeden yapısı Tab
Ramos’un da maçtan sonraki basın toplantısında ifade ettiği gibi rakiplerin,
taktiklerini tek bir şey üzerine kurmasına yoğunlaştırıyor: Pas yaptırmamak.
Ramos’un yaptığı “İspanyolların pas sistemine dünya üzerinde çözüm bulabilen
yalnızca birkaç takım varken bizim yapmaya çalıştığımız da onları
oynatmamaktı” açıklaması Amerika’nın
dünkü maçtaki oyun felsefesini net bir biçimde ortaya koyuyor.
Amerika’nın
maça ön alanda presle başlaması ve savunma çizgisini orta sahaya kadar çekip
oyunu daraltması, İspanya’nın pasa dayalı oyununu engellemek için mantığa yatkın bir strateji gibi gözükebilir.
Fakat İspanya’nın erken bulduğu gol, Amerika’nın stratejisini maç daha henüz
başlamışken devre dışı bıraktı.
Amerika’nın
ön alandaki presiyle birlikte savunmasını çok önde kurması İspanyolları biraz
da kontratak futboluna zorladı. Fakat takımınızda Jese, Deulofeu, Manquillo,
Bernat gibi süratli oyuncularınız ve
orta sahada Torres, Campana ve Suso gibi çok etkili pas ayaklarınız varken
kontratak oynamanız sizin için o kadar da büyük bir problem olmasa gerek. Orta
sahadaki Campan-Suso-Torres üçlüsnün etkili ara pas ve uzun pas yeteneği
savunma arkasına çok süratli koşular yapabilen oyuncuları topla buluşturmakta
fazla zorlanmadı.Amerika’nın -her ne kadar ön alanda yaptığı presin sonuçlarını
alamasa da- Luis Gil’in etkili paslarıyla ilk yarıda bulduğu birkaç tehlikeli
pozisyon, onları oyunda tutmaya yetebilirdi. Bu pozisyonlardan
yararlanılamaması ve İspanya’nın devre arasına gidilirken bulduğu iki gol
Amerika adına gecenin sonu anlamına geliyordu.
Turnuvanın
favorisine karşı vasat bir oyun sergilemiş gibi görünse de Amerika’nın
İspanya’yı topla oynamada %54’de tutması onlar adına gecenin olumlu işi olarak
görülebilir. Orta sahasındaki Joya, Gil ve
dünkü maçta çok öne çıkamasa da arka planda iyi işler yapan Trapp üçlüsü
turnuvanın ilerleyen dönemlerinde Amerika’yı daha fazla sırtlayabilir ve
gruptan çıkmaya yetecek sonuçların alınmasını sağlayabilir. Grupta favoriler
İspanya ve Fransa’nın ilk iki sırayı bırakmayacağını düşünürsek Amerika için en
gerçekçi hedefin en iyi dört üçüncülükten birini alarak bir üst tura yükselmek
olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bitirmeden önce küçük bir not: Amerika sağ
kanadında iki yönlü çok iyi işler yapan Deandre Yedlin ismi önümüzdeki yıllarda
daha fazla ön plana çıkabilir. Tıpkı gruptaki rakipleri Fransa’nın solundaki Lucas
Digne gibi.
İki takımın da
maçtan beklentisi oldukça açıktı. İspanya oyunu erken koparıp rahat bir maç çıkarmak,
fizik kalitesini turnuvanın diğer maçlarına saklamak istiyordu. ABD ise
direnecekti. Maçtan bir şeyler çıkarmayı umuyorlardı ama işler farklı gelişti.
Oyunun ilk dakikasından itibaren ABD, İspanya'nın pas yapmasını izlemek yerine
en uçtan itibaren baskı yapmaya karar verdi. Oyunun her yönünü oynayabilen
İspanya için erken gelen gol sonrası maç bitmiş görünüyordu.
Her yaş
kategorisinde bu kadar çok yetenekli oyuncuya sahip olan bir ülke dünya
tarihinde çok azdır muhtemelen. Her yaş kategorisinde aynı düzenle oynayan
İspanya, Liverpool forması giyen Suso'nun sahte 9 rolünde başladığı 4-3-3
yapısında kenar oyuncuları sık sık dolaştırırken, zaman zaman Suso'yu orta saha
oyuncuları ile de rotasyona soktu. ABD ise 4-2-3-1 dizilişini bozmadan
tamamladığı 90 dakikada sürekli pres ile İspanya'yı bozmaya uğraşsa da maçın
önemli bölümünde sonuç alamadı.
Maçın başında bu
tarz bir baskıyı beklemeyen İspanya, savunmasını orta sahaya kadar çıkaran ve
tüm pas opsiyonlarını kapatan ABD karşısında çok top kaybetmesine ve kısa
süreli bir panik yaşamasına karşın, İspanya'nın öne çıkan isimlerinden Jese'nin
5.dakikada attığı gol sonrası işler normale döndü. ABD'nin bu bölümde baskıyla
kazandığı iki top sonrası bulduğu pozisyonları değerlendirememesi sonrası 42'de
Deulofeu farkı ikiye çıkararak maçı kopardı. 44'te Jese soyunma odasına
giderken maçı bitiriken, Deulofeu'nun 61.dakikada attığı gole ABD'nin az
sayıdaki iyi performans gösteren oyuncularından Gil 78'de cevap vererek skoru
belirledi.
İspanya
gösterdiği performansın yanı sıra maç içerisinde yaşadığı problemlere çabuk
çözümler üretebilmesi, oyuncularının yetenek seviyesi ve sahaya yansıtma
becerileri, sergiledikleri kulüp takımı görüntüsü ile turnuvanın favorisi
olmayı hak eden bir performans sergiledi. ABD onların eşdeğeri bir rakip olmasa
da, İspanya şampiyonluğa fazlasıyla hazır görünüyor.
0 yorum:
Speak up your mind
Tell us what you're thinking... !