Erken finalin kazananı İspanya
Turnuvanın en önemli iki favorisini karşı karşıya
getiren maçta İspanyollar maça istedikleri gibi hükmederek Fransa’yı çaresiz
bıraktı.
Turnuvanın
ve grubun iki favorisinin grupta rakipleriyle oynadıkları karşılaşmalar ele alındığında,
maçtan önce İspanya’nın Fransa’ya karşı bir adım önde olduğu düşünülüyordu.
Fakat iki takımın maç kadrolarına baktığımızda İspanya’da göze çarpan büyük
rotasyon ister istemez akıllara “Her zaman çalışan sistem bu rotasyonla
işlevsiz hale gelebilir mi?” sorusunu getiriyordu. İspanya ilk 11’inden tam beş
isim kulübede oturtulmuştu. Bunun nedeni, Lopetegui’nin maç sonu basın
toplantısında aktardığı gibi tüm oyuncularını ilerleyen turlar için hazır
tutmak istemesinden başka bir şey değildi. Fransa kadrosunu incelediğimizde ise
Pogba’nın cezalı olması ve Bahebeck’in sakatlığı nedeniyle orta saha ve hücumda
meydana gelen değişimler göze çarpıyordu. İlk iki maçta ileri uçta tek başına
görev yapan Sanogo’nun yanına yardımcı forvet olarak -orijini kanat olan- Thauvin çekilerek, orta sahada dörtlü bir
kurgu düşünülmüştü. Önceki maçlardan farklı olarak orta sahada üç yerine dört
isimle yer almak biraz da İspanya’nın pas yollarını kapatabilmek adına bir
önlemdi.
Maç
başladığında, oyun beklenen büyük çekişmenin aksine fazlasıyla İspanya lehine
ilerliyordu. İlk 20 dakikalık bölümde Fransa neredeyse hiç bir varlık
gösterememişti. Orta sahada İspanyollar’ın pas bağlantılarının kesilememesi ve
Pogba’nın yokluğunda onun üzerinden şekillenen atakların gerçeklememesi
Fransa’yı oldukça zor bir duruma sokmuştu. İspanya sistemi ise sanki rotasyon
hiç yapılmamış gibi kaldığı yerden çalışmaya devam ediyordu. İleridede Jese’nin
sırtladığı İspanya, Deulefou’nun eksikliğini hissetmiyordu. Bu şartlar altında
biten ilk yarıdaki tek gol, Jese’nin turnuva’nın en iyilerinden biri olmaya
aday Lucas Digne’yi çok güç durumda bıraktığı pozisyon sonrası yaptığı asistle
geliyordu.
İkinci
yarı başladığında Fransa adına ortada pek değişen bir şey yoktu. İspanya büyük
oranda sahip olduğu top yüzdesiyle oyunu istediği gibi şekillendirmeye devam
ederken ikinci yarının başları diyebileceğimiz bir dakikada 2. golü buldu. Bu
gol geride kalan dakikalardaki Fransa’yı göz önüne aldığımızda Fransa’nın
bugünlük kepenkleri kapattığı anlamına geliyordu. Golden sonraki dakikalarda
Fransa, bulduğu bir kaç tehlikeli pozisyon sonrası direklere takılınca
91.dakikada onlar adına gelen maçın tek golü tabelayı değiştirmekten fazla bir
anlam içermiyordu.
Pogba’sız
Fransa’nın dağınık görüntüsü ve rotasyonlu bir İspanya’nın maça bu kadar hakim
olabilmesi İspanya’yı kupa için bir kaç adım öne çıkarıyor. Finale kadar tekrar
karşılaşma ihtimali olmayan bu iki favoriden mavi formalı olanı, daha iyi bir
takım görüntüsüne kavuşmazsa ilerleyen turlarda fazlasıyla zorlanabilir.
Gereksiz
not: İspanya 16 numarası Oliver Torres çok büyük oynamaya devam ediyor.
Gereksiz not 2: Derik ileride İspanya'nın vazgeçilmez stoperlerinden birisi olabilir. İlerleyen günlerde sadece Derik hakkında bir yazı yazacağım, takipte kalınız :)
0 yorum:
Speak up your mind
Tell us what you're thinking... !