Beklenmedik Yükseliş: Akhisar Belediyespor

28 Nisan 2013 Pazar

Sezon başında bir Manisa takımı eksilirken ligden, bir diğer Manisa ekibi olan Akhisar Belediyespor geliyordu Spor Toto Süper Lig'e. Tarihinde ilk kez süper ligde oynama hakkı kazanan Akhisar Belediyespor'un neler yapacağını herkes merakla bekliyordu.

İlk maçlarına da 1-0'lık Eskişehir galibiyetiyle başlamışlardı. Lig kalitesinin altında bir kadroları olmasına rağmen, pes etmeyecekleri belliydi daha ilk maçtan. Eskişehirspor maçını, Gençlerbirliği ve Kayserispor beraberlikleri izledi. Fakat Eskişehirspor maçından sonra 7 maç galibiyet yüzü göremeyeceklerdi, ta ki deplasmanda oynanan Sivasspor maçına kadar. Bu iki galibetle ligin ilk yarısında sadece 2 galibiyet ve 6 beraberlik almışlardı. 12 puanlı Akhisar Belediyespor, lig ortasında kendini kümede kalma yarışının içerisinde bulacaktı.

Fakat yılmayacaktı Manisa ekibi, devre arasında Elazığspor'un anlaşmaya yakın olduğu Gekas'ı ellerinden alıp, yanına bir de Karabükspor'lu Bilal Kısa'yı ekleyince çok farklı bir kimlik kazandı Akhisar Belediyespor. Tabii ki bunda teknik direktör Hamza Hamzaoğlu ve ona en kötü gününde bile destek olan kulüp başkanı Hüseyin Eryüksel'in de büyük bir rolü vardı.


İkinci yarıya Antalya maçıyla başlayan ekip çıkış sinyalleri veriyordu. Lige yavaş yavaş ısınan Akhisar Belediyespor, bir sonraki galibiyetini deplasmanda İstanbul B.Belediye'ye karşı 2-0'lık skorla elde ediyordu. Ve takımın iki golünü de yeni transfer Theofanis Gekas kaydediyordu. İBB maçından sonra Galatasaray'a karşı oynanan güzel oyun galibiyeti getiremese de taraftara ve futbolseverlere karşı büyük bir sempati kazanıyorlardı. Zira bu güzel oyun bir sonraki maç olan Karabükspor karşılaşmasında meyvesini verecek ve Manisa ekibi sahadan 2-0 gibi net bir skorla galip ayrılacaktı.

Daha sonra iki maç galibiyet yüzü göremeyen ekip, Sivasspor'u bu sezon ikinci kez yenerek galibiyete ulaşacaktı. Fenerbahçe maçındaki mağlubiyet de Manisa ekibini yıldırmayacaktı. Ardından gelen 3 galibiyetle birden kendilerini küme düşme potasının dışarısına atacaklardı. Ve son maç olan Bursaspor gibi zor bir deplasmandan da beraberlikle dönen ekip artık ligde kalmaya daha da inanmıştı.

Şu an 36 puanı bulunan Akhisar Belediyespor, ligde 15.sırada bulunuyor ve altındaki İBB ile puan farkı 3. Ancak ben Manisa ekibinin buraya kadar getirdikten sonra vazgeçmeyeceği düşüncesindeyim. Bu düşüncemde Akhisar'ın ve İBB'nin kalan maçları da önemli bir konumda. Akhisar Belediyespor'un son 3 maçı Antalyaspor, Mersin İdman Yurdu ve Orduspor ile. Antalya maçı haricinde kolay bir fikstür. İBB'nin fikstürü ise tam tersi çok zor. Haftaya evinde Fenerbahçe'yle oynayacak takım, daha sonra Trabzonspor deplasmanına çıkacak ve son maçta da evinde Kasımpaşa ile oynayacak.

Yazımızın başında kadro kalitesinden bahsetmiştik, bu konuyla ilgili de birkaç sözüm olacak. Sezon başında takım olarak direnç göstermeye çalışan bir ekip vardı karşımızda. Şu an ise tempolu bir futbol oynayan, hücumu yaparken, geride kontrolü elden bırakmayan bir takım var. Kümede kalma yarışındaki diğer ekiplere göre kadroları çok yeterli olmamasına rağmen takım oyunu ve inançla bu eksikleri tamamlayarak yol alan bir ekip...


EKSİLERİ, ARTILARI...

Bana göre takımın eksileri arasında, kaleci, sol bek ve forvet arkası olarak görev alabilecek oyuncuların yeterli seviyede olmaması. Kaleciden başlayalım. Takımın kalesini Oğuz Dağlaroğlu koruyor. Tecrübeli file bekçisi, defansı yönlerdime konusunda iyi bir seviyede ve çok hırslı. Ancak STSL'de oynayan bir takımın kalecinin yetenekleri bunlarla sınırlı kalmamalı. Bana göre idare edebilir bir seviyede fakat takım daha üst seviyelere oynamak istiyorsa, kaleci sorununu çözmeli.

Sol bekte bir sorun olduğu zaten en başından belli. Nereden belli, çünkü orada stoper orjinli olan Çağdaş Atan görev alıyor. Bu sorunun da gelecek sezon çözülmesi gerek.

Forvet arkasında son pası verebilecek oyuncunun bulunmaması da takımın eksileri arasında. Dün izlediğimiz Bursaspor karşılaşmasında da görüldüğü gibi birçok kontra ataktan, son pası veremedikleri için yararlanamadılar.

Eksilerine bir şey daha eklemek istiyorum. O da takımın stoperi Sonko. Takım defansını organize eden isim olan Sonko'ya takımda güven oldukça yüksek, fakat Sonko'nun da kendine güveni gereksiz yüksek. Defansta çok risk alıyor ve bu bir gün takımın başına büyük bir iş açabilir.


Takımın artılarının başında ise Theofanis Gekas var. Tecrübeli golcü, takımın bütün hücum organizasyonunu yöneten isim. Böyle bir yetenek için çok fazla yorum yapmaya zaten gerek yok.

Artılardan bir diğeri ise takımın teknik direktörü Hamza Hamzaoğlu. Tecrübeli hoca takım uyumunu çok iyi sağlıyor. Çok üst seviye oyuncuları olmasa da Manisa ekibine güzel futbol oynatıyor ve bana göre kümede kalırlarsa bunun en büyük sahibi Hamza Hamzaoğlu'dur.

Emin Aladağ, Ahmet Cebe, Bilal Kısa üçlüsünden oluşan orta saha bir diğer artı. Bu oyunculara genelde Merter Yüce de katılıyor. Orta sahada bitmeyen enerjileri ve yüksek pas yüzdeleri takıma artı katan yönler arasında.

Bir diğer artı ise kanat oyuncuları. Son dönemde büyük çıkış yapan Güral Vural, sezon başında takımı sırtlayan Kenan Özer ve Sertan Vardar, takıma büyük bir hücum gücü kazandırıyor. Özellikle Kenan Özer'in rakip savunmanın üzerine yaptığı sağ kanattan bindirmeleri, Sertan Vardar'ın uzaktan şutları ve frikikleri ve Güral Vural'ın sol kanattaki yeteneği kanatların ne derece güzel işlediğinin bir göstergesi.


GÜRAY VURAL ve UĞUR DEMİROK PARANTEZİ

İkisinin de çok yüksek potansiyelleri var. Fakat disiplinli olmaları, çok çalışmaları ve doğru kararlar vermeleri gerekiyor.


Uğur Demirok:
Defanstaki kafa toplarına çok hakim ve hırslı bir kişiliği var. Duran toplarda ise golü hep istiyor, hep arıyor. Hamza Hamzaoğlu da bu isteği fark etmiş ki, duran topların hepsi Uğur'un olduğu bölgeye doğru kullanılıyor. Bana göre şu an Türkiye'deki stoperler içerisinde büyük bir potansiyel. Fakat dediğim gibi disiplini elden bırakmamalı, çok çalışmalı ve doğru kararlar vermeli. Doğru kararlardan kastım, takımda kalıp kalmayacağı ve kalmazsa nereye gideceği...


Güray Vural:
Büyük bir yetenek, "top ayağına yakışıyor" derler ya, işte tam da bu. Sol kanattan içeriye doğru yaptığı koşuları ve pasları çok iyi durumda. Ayrıca topa çok hakim ve bilek hareketleri çok iyi. Ama bazen yapması gerekeni değil de yapmak istediğini yapıyor. Sonuna kadar çok güzel getirdiği topu çok yanlış tercihlerle heba edebiliyor. Bu da yaşıyla alakalı olabilir, biraz zaman geçtikçe düzelebilecek bir sorun.

Share this article :

0 yorum:

Speak up your mind

Tell us what you're thinking... !

 
Support : Creating Website | Johny Template | Mas Template
Copyright © 2011. Hayatın Futbolu - All Rights Reserved
Template Created by Creating Website Inspired by Sportapolis Shape5.com
Proudly powered by Blogger