FIFA U-20 Dünya Kupası İspanya-ABD Maçı

26 Haziran 2013 Çarşamba

İspanyollar beklentileri karşıladı.

Turnuvanın Fransa’yla birlikte tartışmasız en iyi kadrosuna sahip olan İspanya, erken gelen golün de avantajıyla Amerika’nın umutlarını maçın çok başlarında yok etti.

İspanya’nın tüm yaş gruplarındaki pasa dayalı oyunu ve topu çok zor kaybeden yapısı Tab Ramos’un da maçtan sonraki basın toplantısında ifade ettiği gibi rakiplerin, taktiklerini tek bir şey üzerine kurmasına yoğunlaştırıyor: Pas yaptırmamak. Ramos’un yaptığı “İspanyolların pas sistemine dünya üzerinde çözüm bulabilen yalnızca birkaç takım varken bizim yapmaya çalıştığımız da onları oynatmamaktı”  açıklaması Amerika’nın dünkü maçtaki oyun felsefesini net bir biçimde ortaya koyuyor.
Amerika’nın maça ön alanda presle başlaması ve savunma çizgisini orta sahaya kadar çekip oyunu daraltması, İspanya’nın pasa dayalı oyununu engellemek için  mantığa yatkın bir strateji gibi gözükebilir. Fakat İspanya’nın erken bulduğu gol, Amerika’nın stratejisini maç daha henüz başlamışken devre dışı bıraktı.
Amerika’nın ön alandaki presiyle birlikte savunmasını çok önde kurması İspanyolları biraz da kontratak futboluna zorladı. Fakat takımınızda Jese, Deulofeu, Manquillo, Bernat gibi süratli oyuncularınız  ve orta sahada Torres, Campana ve Suso gibi çok etkili pas ayaklarınız varken kontratak oynamanız sizin için o kadar da büyük bir problem olmasa gerek. Orta sahadaki Campan-Suso-Torres üçlüsnün etkili ara pas ve uzun pas yeteneği savunma arkasına çok süratli koşular yapabilen oyuncuları topla buluşturmakta fazla zorlanmadı.Amerika’nın -her ne kadar ön alanda yaptığı presin sonuçlarını alamasa da- Luis Gil’in etkili paslarıyla ilk yarıda bulduğu birkaç tehlikeli pozisyon, onları oyunda tutmaya yetebilirdi. Bu pozisyonlardan yararlanılamaması ve İspanya’nın devre arasına gidilirken bulduğu iki gol Amerika adına gecenin sonu anlamına geliyordu.

Turnuvanın favorisine karşı vasat bir oyun sergilemiş gibi görünse de Amerika’nın İspanya’yı topla oynamada %54’de tutması onlar adına gecenin olumlu işi olarak görülebilir.  Orta sahasındaki Joya, Gil ve dünkü maçta çok öne çıkamasa da arka planda iyi işler yapan Trapp üçlüsü turnuvanın ilerleyen dönemlerinde Amerika’yı daha fazla sırtlayabilir ve gruptan çıkmaya yetecek sonuçların alınmasını sağlayabilir. Grupta favoriler İspanya ve Fransa’nın ilk iki sırayı bırakmayacağını düşünürsek Amerika için en gerçekçi hedefin en iyi dört üçüncülükten birini alarak bir üst tura yükselmek olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bitirmeden önce küçük bir not: Amerika sağ kanadında iki yönlü çok iyi işler yapan Deandre Yedlin ismi önümüzdeki yıllarda daha fazla ön plana çıkabilir. Tıpkı gruptaki rakipleri Fransa’nın solundaki Lucas Digne gibi.


İki takımın da maçtan beklentisi oldukça açıktı. İspanya oyunu erken koparıp rahat bir maç çıkarmak, fizik kalitesini turnuvanın diğer maçlarına saklamak istiyordu. ABD ise direnecekti. Maçtan bir şeyler çıkarmayı umuyorlardı ama işler farklı gelişti. Oyunun ilk dakikasından itibaren ABD, İspanya'nın pas yapmasını izlemek yerine en uçtan itibaren baskı yapmaya karar verdi. Oyunun her yönünü oynayabilen İspanya için erken gelen gol sonrası maç bitmiş görünüyordu.

Her yaş kategorisinde bu kadar çok yetenekli oyuncuya sahip olan bir ülke dünya tarihinde çok azdır muhtemelen. Her yaş kategorisinde aynı düzenle oynayan İspanya, Liverpool forması giyen Suso'nun sahte 9 rolünde başladığı 4-3-3 yapısında kenar oyuncuları sık sık dolaştırırken, zaman zaman Suso'yu orta saha oyuncuları ile de rotasyona soktu. ABD ise 4-2-3-1 dizilişini bozmadan tamamladığı 90 dakikada sürekli pres ile İspanya'yı bozmaya uğraşsa da maçın önemli bölümünde sonuç alamadı.

Maçın başında bu tarz bir baskıyı beklemeyen İspanya, savunmasını orta sahaya kadar çıkaran ve tüm pas opsiyonlarını kapatan ABD karşısında çok top kaybetmesine ve kısa süreli bir panik yaşamasına karşın, İspanya'nın öne çıkan isimlerinden Jese'nin 5.dakikada attığı gol sonrası işler normale döndü. ABD'nin bu bölümde baskıyla kazandığı iki top sonrası bulduğu pozisyonları değerlendirememesi sonrası 42'de Deulofeu farkı ikiye çıkararak maçı kopardı. 44'te Jese soyunma odasına giderken maçı bitiriken, Deulofeu'nun 61.dakikada attığı gole ABD'nin az sayıdaki iyi performans gösteren oyuncularından Gil 78'de cevap vererek skoru belirledi.

İspanya gösterdiği performansın yanı sıra maç içerisinde yaşadığı problemlere çabuk çözümler üretebilmesi, oyuncularının yetenek seviyesi ve sahaya yansıtma becerileri, sergiledikleri kulüp takımı görüntüsü ile turnuvanın favorisi olmayı hak eden bir performans sergiledi. ABD onların eşdeğeri bir rakip olmasa da, İspanya şampiyonluğa fazlasıyla hazır görünüyor.

Share this article :

0 yorum:

Speak up your mind

Tell us what you're thinking... !

 
Support : Creating Website | Johny Template | Mas Template
Copyright © 2011. Hayatın Futbolu - All Rights Reserved
Template Created by Creating Website Inspired by Sportapolis Shape5.com
Proudly powered by Blogger